Batı’dan Doğu’ya Ukrayna

Sizlere Mayıs 2013’te iki arkadaşım ile birlikte Ukrayna’nın batısından doğusuna bir hafta boyunca yaptığımız gezinin en güzel ayrıntılarını yazacağım buradan.

Not: Fotoğrafların üzerine tıklayarak büyük boyutta görebilirsiniz.

Ukrayna Karadeniz’in hemen kuzeyinde yer almaktadır. Uçakla hemen hemen bütün şehirlerine Türkiye’den bir buçuk-iki saat uzaklıkta; Romanya, Moldavya, Macaristan, Slovakya, Beyaz Rusya, Polonya ve Rusya ile kara sınırları vardır.

Ukrayna ile Türkiye arasında herhangi bir vize uygulaması uygulanmamaktadır. Ukrayna’nın Ulusal firması Ukraine Airlines, Türk Hava Yolları, Pegasus Havayolları başta olmak üzere birçok firma Ukrayna’nın çeşitli kentlerine uçmaktadır. 3 arkadaş gidiş ve dönüşü farklı kentlerden yapıp boydan boya araba kiralayarak bir gezi yapalım istedik.

[box type=”info”]Ukrayna’da araba kullanabilmeniz için Türkiye Cumhuriyeti Ehliyeti ve Pasaport yeterli. Ayrıca karayolları tabelaları Kiril Alfabesi’nin yanısıra Latin Alfabesi olarak da var.[/box]

Biz Pegasus Havayolları’nı tercih ettik. Pegasus Havayolları ile Sabiha Gökçen’den Lviv’e gidip sekiz gün sonra Donetsk’ten Sabiha Gökçen’e dönecek şekilde biletlerimizi ayarladık. Bu iki bilete yaklaşık olarak 350,00 TL (Mart 2013) ödedim. Gezi güzergahımızı belirledik. Lviv’de 1, Kiev’de 3, Kharkiv’de 2 gece kalıp son gün Donetsk’e uğrayıp oradan dönmeyi planlıyorduk. Gezi boyunca 1.500 km yol yapacağımızı düşünüyorduk ki gezi sonunda tahminimiz doğru oldu. Ukrayna’da güncel benzin fiyatı 2.50 TL/lt (Haziran 2015).

Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan kalkan uçağımız 2 saat sonra Lviv Danylo Halytskyi Uluslararası Havaalanı‘na indi. www.rentalcars.com aracılığı ile aracımızı kiralamıştık. Aracı Lviv’den alıp en son Donetsk’e bırakacaktık. Lviv; Polonya sınırında birçok Orta Çağ eserini barındıran tipik bir Orta Avrupa kenti görünümünde. Lviv’de yaklaşık 24 saat geçirdik. Ve bu 24 saat içerisinde gezdiğimiz yerler de sınırlı oldu doğal olarak.

Bizim ilk gittiğimiz yer Visyokiy Zamok (Yüksek Kale) oldu. Burası tüm Lviv’i görebileceğiniz kentin en yüksek noktası. Zaten Ukrayna seyahati boyunca çok fazla yükselti görmek mümkün olmadı. Ülke alabildiğine düz bir ülke. Bu arada değinmeden geçemeyeceğim; Gördüğüm en yeşil ülke. Her yer yeşillik ve inanılmaz verimli topraklar. Visyokiy Zamok çevresinde büyük bir parkı barındırıyor. Tepeye tırmanmak için zorlu ve zahmetli bir yolculuk bekliyor sizi.

Visyokiy Zamok kentin merkezinde ve ulaşımı kolay bir yerde. Zor olan yukarıya tırmanmaktı ve biz bunu başarıyla gerçekleştirdik. Daha sonra yine yürüyerek kentin merkezine geldik (Old Town ve Market Square). Buradan birçok hediyelik eşya alabileceğiniz yerler var. Ayrıca başta Opera Binası gibi muhteşem mimariye sahip binalara tanık olabilirsiniz.

Hediyelik eşyalar çok pahalı değil. Bizim gittiğimiz dönemde (Mayıs 2013) 1 TL yaklaşık olarak 5 UAH (Grivni) değerindeydi. Ama Ukrayna’da son yıllarda yaşanan iç sorunlar ve ekonomik kriz sonrası Grivni ciddi değer kaybına uğradı ve şu an 1 TRY=8 UAH.

Ukrayna seyahati boyunca dikkatimi çeken en önemli noktalardan biri de; Sovyetler’den kalan ne varsa hala kullanılıyor. Tramvaylar, otobüsler, sosyal konutlar. Ukraynalılarla sohbet ettiğimizde neden bu kadar eski? Yenisini talep etmiyor musunuz dediğimde? Cevap çok netti; It works (Çalışıyor). Aslında bu çok önemliydi. Gereksiz bir takım paralar harcanmasına onlarda karşılar. Lviv’de gece hayatı da oldukça hareketli. Güzel restoranlar ve barlar Lviv’de yer almaktadır.

Lviv’de gece konaklayıp öğleden sonra Kiev’e doğru yola çıkmadan önce arabayla Lviv’de kısa bir şehir turu attık. Ardından Ukrayna Premier Ligi takımlarından FC Karpaty Lviv takımının karşılaşmalarını oynadığı 28.000 seyirci kapasiteli 1963 yılında hizmete açılan Ukraina Stadı‘nı ziyarete gittik. Burayı sadece dışarıdan görmeyi umuyorduk fakat gittiğimiz sırada stadyumda bir çalışma vardı ve kapıları açıktı. Rica ettik ve en azından stadyumun yedek kulübelerine kadar girme imkanı bulduk. Oldum olası stadyumlar ilgimi çekmiştir. O yüzden Ukraina Stadyumu’ndan çok keyif aldım.

Ukraina Stadyumu’ndan sonra çevre yolu üzerinde yer alan 2012 UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Lviv Arena‘yı görmeye yola çıktık. Lviv Arena şehrin dışında yer almaktadır. 2011 yılında hizmete açılmış ve 35.000 seyirci kapasitesine sahip bir stadyum. Lviv Arena’da stadyum turu bulunmaktadır.  2013 yılında stadyum turu 50 Grivni’ydi. Tur’da soyunma odaları, basın odası, yedek kulübeleri ve VIP tribünleri olmak üzere rehber eşliğinde gezdiriliyor. Şu anda stadyumu hiçbir kulüp kullanmıyor. Sadece FC Shakhtar Donetsk takımı UEFA maçlarını ülkedeki iç karışıklık sebebiyle burada oynuyor. Şehrin takımı FC Karpaty Lviv ise stadyum için istenen yüksek ücret sebebiyle maçlarını Ukraina’da oynuyor.

Lviv’den Kiev’e doğru yola çıktık. Gezimizden yaklaşık bir hafta önce bir internet sitesinde gördüğümüz ölmeden önce görmeniz gereken 100 yer arasında ağaçlar arasından giden bir tren yolu vardı. Aşk Tüneli ismini koymuşlar. Bu yeri araştırdık ve Rivne şehrinin Klaven Köyü olduğunu gitmeden belirleyip navigasyonumuzda işaretlemiştik. Lviv-Kiev yolundan yaklaşık 20-30 km sapmamız gerekecekti ama burayı görmeyi çok istedik. Resimlerde gördüğümüz gibi değildi ama kesinlikle çok güzeldi. Koordinatlar için tıklayın.

550 km’lik yolculuğun ardından Kiev’e geldik. Ukrayna’da yollar Kiev’e doğru çok iyi ama onun dışında zaman zaman geliş gidiş zaman zaman da duble ama yolların kalitesi çok iyi değil.

[box type=”warning”]Ukrayna’da polislere çok çok dikkat. Rüşvet almak için her yolu deneyeceklerdir. Korkmayın![/box]

Polislere çok dikkat edin. Bu çok önemli. Özellikle Kiev’e yaklaşıktıkça ve Kiev’in içerisinde aracın kiralık olduğunu ve sizin turist olduğunuzu anlarlarsa o zaman işiniz var demektir 🙂 Yarım yamalak saçma sapan İngilizceleri ile sizden belgeleri isteyerek herşey başlıyor. Sonra sizi arabaya çağırıyor ve para ödemeniz gerektiğini söylüyor. Bilin ki rüşvet istiyor. Pazarlık yapın korkmayın. Ve adam öldürmediğiniz sürece 100 UAH (12 TL) den fazla ödeme yapmayın. Pazarlıktan korkmayın. Size hızlı gittiğinizi veya başka bir kural ihlali yaptığınızı söyleyebilir. Mücadele de etmeyin hayır yapmadım diye. Direk pazarlığa geçin ve size göre az ama onlara göre büyük bir para bırakarak işinizi halledin. Ekstra bir durum oluşursa ki başıma geldi 300 Dolar para istediler. Bu para onlar için inanılmaz büyük bir para. Asla vermeyin. Çok diretirlerse yapacağınız şu olsun. Türk Konsolosluğu’nu hiç çekinmeden arayın. Hatta sizi psikolojik baskı altına almak için arabanın arkasına oturturlar. Asla korkmayın hiçbir şey yapamazlar. Telefonunuza Konsolosluğun Kiev’de ki numarasını kaydedin ve arayın. Korkarak uzaklaşacaklardır. Bu gerçekten çok önemli bir not.

[box type=”info”]Türkiye Cumhuriyeti Kiev Büyükelçiliği[/box]

Gelelim Kiev’e; Kiev gerçekten çok güzel bir şehir. Geniş bulvarları ve mimarisi ile tipik bir Sovyet Kenti. Sosyal Konutlar hala kullanılıyor. Büyük parklar ve kamusal alanların yanı sıra Kiev’in ortasından geçen Dinyeper Nehri şehri ferahlatıyor. Kiev’de gezebileceğiniz birçok katedral ve kilise bulunuyor. Biz 1 Mayıs’ta oradaydık ve 1 Mayıs kutlamalarına da katıldık 😉 Khreschatyk Bulvarı kentin en önemli bulvarı. Bu bulvar boyunca giderek Maidan Nezalezhnosti (Bağımsızlık Meydanı) sizi karşılıyor. Bu meydan Kiev’in gösterilerine sahne olan meydandır.

Ayrıca Kiev’de 2. Dünya Savaşı Müzesi bulunmaktadır. Bu alan çok büyük bir park ve savaşta ölenlerin anısına Vatan Anıtı bulunmaktadır. Ayrıca bu park boyunca Kiev’in önemli katedralleri bulunmaktadır. Park, Dinyeper boyunca uzanan geniş bir alanı kapsıyor. Park boyunca çeşitli müzeler karşınıza çıkıyor. Bir süre sonra FC Dynamo Kiev’in lig maçlarını oynadığı Valary Lobanovskiy Stadyumu ve Hükümet Binası sizi karşılıyor. Eğer bütün katedralleri tek tek dolaşmak istemiyorsanız Volodymyrsskiy Caddesi’nin iki ucunda bulunan Aziz Michel Manastırı ve Aziz Sophia Katedrallerini gezmenizi tavsiye ederim.

Kiev’de modern kent hayatında yaşayan insanları uzaklaştırmak için birçok aktivite mevcut. Hidropark bunlardan biri. Bizim zamanımız yoktu gidemedik. Fakat Pirogovo Açık Hava Müzesi’ni ziyaret etme fırsatı bulduk. Burada eski köy havası canlandırılmış, ayrıca değirmenler, restoranlar mevcut. İsterseniz bisiklet kiralayabilirsiniz. Otopark sorunu yaşayabilirsiniz. Zorlukla arabamızı bir ağaç altına park ettik. Sistem biraz Türkiye’de ki gibi işliyor.

Hatırlayacağınız gibi Lviv’de 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Arena Lviv’i ziyaret etmiştik. Kiev’de de yine Euro 2012’ye ev sahipliği yapan Olimpiyskiy Stadyumu‘nu gezdik. İhtişamlı harika bir stadyum. FC Dynamo Kyiv Avrupa Kupaları’nda oynadığı karşılaşmaları burada oynuyor. 70 Grivni’ye stadyum turu yapabiliyorsunuz. Burada FC Dynamo Kyiv soyunma odasına inip oradan sahaya çıkabiliyor ve yedek kulübesinde zaman geçirebiliyorsunuz. Ayrıca stadyumun dışında FC Dynamo Kyiv’in müzesi de bulunmaktadır.

Kiev’de gece hayatı için birçok alternatif mevcut. Arena, Kiev’in en önemli eğlence merkezi. Barlar, Restoranlar ve dahası Arena’da mevcut.

Kiev macerasının ardından Ukrayna’nın doğusuna doğru yola çıktık. 500 km yolculuk yaptıktan sonra akşama doğru Kharkiv yada yerel dilde okunuşu Harkov’a vardık. Konaklama yapacağımız yere ulaştıktan sonra kenti gezmeye başladık. Kharkiv küçük bir şehir. Ukrayna’da üniversite şehri olarak bilinmektedir. Kent merkezinden Kharkiv Nehri geçiyor. Kharkiv Nehri’nde sandalla gezebilir özellikle güneşin batışında eşsiz nehir manzarasına bakabilirsiniz.

Kharkiv’de sonraki gün şehir turuna Gorky Park’tan başladık. Çok uzun zaman geçirebileceğiniz parkta çeşitli oyunlar, teleferik, kafeler vb. birçok aktivite bulunmaktadır. Tüm gününüzü geçirebilecek aktiviteler mevcut burada.

Gorky Park’ın ardından akşama doğru şehrin futbol takımı FC Metalist Kharkiv‘in stadyumu olan Metalist Stadyumu‘nu ziyarete gittik. O gün şansımıza Ukrayna Premier Ligi’nin 32. hafta maçında FC Metalist Kharkiv-FC Dynamo Kyiv karşılaşması vardı. Karaborsadan 40 UAH’a kale arkası tribününden bilet bulduk. Mart 2013’te 8 TL ediyordu, şu an 5 TL civarı. Biletlerimizi aldık. Karşılaşmaya yaklaşık 3 saat vardı ve Kharkiv Nehri’ne geri döndük. Olmazsa olmaz dedik ve nehirde sandal turumuzu attık.

Akşam maç saati geldi ve bizde tribünde yerimizi aldık. Harika bir atmosfer vardı. Karşılaşmayı Metalist 2-0 kazanarak ligi 2. sırada bitirmeyi başardı ve Şampiyonlar Ligi ön eleme turu oynama hakkı kazandı.

Karşılaşmadan sonra birşeyler yemek içmek istedik. Kharkiv’de Akademika Pavlova Caddesi üzerinde Studentska ismi verilen hatta metro istasyonu da olan bir bölge var. Burası barların, restoranların, kafelerin ve alışveriş merkezlerinin olduğu güzel bir bölge. Burayı tercih edebilirsiniz.

Ve bir sonraki gün sabah kahvaltısının ardından Donetsk’e gitmek üzere yola çıktık. 250 km’lik yolculuğun ardından öğlen Donetsk’e vardık. Donetsk diğer üç şehre oranla çok daha modern yeni bir kent. Donetsk’in tarihine de bakıldığında çok fazla bir geçmişi olmadığını göreceksiniz. 2. Dünya Savaşı’nın ardından şehir ciddi anlamda yıkıma uğramış ve yeniden inşa edilmiştir. Gece uçağına kadar 10 saat kadar Donetsk’in merkezinde gezme fırsatı bulduk. Önce geleneksel stadyum gezimizi gerçekleştirmek için FC Shakhtar Donetsk‘in Donbass Arena‘sını görmek için yola koyulduk. Fakat günlerden pazardı ve stadyum gezisi yoktu. Stadyuma hiçbir şekilde giremedik. Shakhtar’ın müzesini gezdik ve oradan ayrıldık.

Donetsk’te çok fazla zaman geçiremedik. Donbass Arena’dan sonra merkezde Pushkin Bulvarı’na gittik. Burası sağlı sollu kafelerin yeşilliklerin olduğu uzun yürüyüşler yapabileceğiniz dinlenebileceğiniz bir yer. Buralarda zaman geçirdikten sonra Shcherbakova Parkı’na doğru yürüdük. Burada karşımıza göletler çıktı. Bu bölgede yürüyüş yaptıktan sonra akşam yemeğimizi yedik ve havaalanına doğru yola koyulduk. Kiralık araçlarda kural depoyu dolu alırsınız dolu bırakırsınız. Benzinimizi aldık ve havaalanına doğru yola çıktık. Havaalanında 1500 km yaptığımız aracı teslim ettik ve ülkemize geri döndük.

Ukrayna gezisi polislere verdiğimiz rüşvetler, yerel halkla birlikte izlediğimiz maç ve yolculukları ile unutulmaz anlar yaşattı. Ama bir gezinin unutulmaz olmasını gerçekleştiren de beraber gittiğimiz bu güzel ekipti. Haluk Acar ve Olcayto Ersoy’a bu güzel gezi için çok teşekkür ederim.

Sormak istediğiniz herşey için mesajlarınızı bekliyorum.