Not: Fotoğrafların üzerine tıklayarak büyük boyutta görebilirsiniz.
Sanırım tam 1 sene önceydi. Harita üzerinde nereye gitsek diye arkadaşımla bakarken daha önce benzerlerini hiç görmediğimiz, farklı bir bölgeye gidelim dedik. Gözlerimizi dünyanın kuzeyine İskandinavya’ya çevirdik. Daha sonra gözümüze Norveç çarptı. Ne de güzel oldu..
Norveç gezisi ile ilgili tüm videolara buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İşte 1 sene önce hadi Norveç’e gidelim diyerek başladı hazırlıklar. Öncesinde 8 günlük Norveç gezisi için biletler alındı. Planlarda bu 8 gün içerisinde Kuzey Norveç’e gidip gelmek vardı fakat bir anda farklı bir düşünceye kapıldık. Bu süre içerisinde İzlanda’ya gidip gelsek!! Süreç İzlanda’ya gidiş dönüş biletlerimizin alınmasıyla devam etti. İşte bu yazıda 2016 yılının Eylül ayında Güney Norveç’te geçirdiğimiz 4 günü anlatmaya çalışacağım. Bu yazının sonrasında ise sizlere İzlanda tecrübelerimizi aktaracağım.
Norveç Nerede, Nasıl Gidilir, Ne Gerekir?
Norveç Avrupa’nın kuzeyinde yer alan kuzeyiyle güneyi arasında kuş uçuşu yaklaşık 1.800 km olan, 5 milyonu aşkın nüfusu ve 65.000 dolar kişi başına düşen gayri safi milli hasıla ile dünyanın en gelişmiş 3-5 ülkesinden biri. Bunların sadece istatistiki bilgilerde kalmadığını gidince çok daha iyi anlıyorsunuz. Kafanızda oluşturduğunuz ideal yaşam tarzı tam olarak Norveç’te.
Türk Hava Yolları, Pegasus Hava Yolları ve Scandinavian Hava Yolları (SAS)‘nın İstanbul’dan Oslo arasında, Norwegian Hava Yolları’nın Antalya ile Oslo arasında ve SAS Hava Yolları’nın ise Alanya ile Oslo arasında uçuşları bulunmaktadır.
Norveç her ne kadar Avrupa’nın yıllardır ısrarları olmasına rağmen Avrupa Birliği’nin dışında dursa da Schengen ülkeleri arasında yer almaktadır. Norveç’ten Schengen almak için ise iki yol bulunmaktadır. Norveç Büyükelçiliği’nin vize işlemlerini yapan yetkili kurum VFS Global‘dir. Fakat eğer başvurunuzu İstanbul’dan yapacaksanız o zaman vize işlemlerinizi Orange Vize gerçekleştirecektir. Başvurularınızı VFS Global aracılığı ile ancak Ankara, İzmir ve Antalya’dan gerçekleştirebiliyorsunuz. Norveç Büyükelçiliği’nin Macaristan Büyükelçiliği ile yaptığı anlaşma gereği İstanbul’dan başvuranların Norveç Schengen Vizesi’ni Orange Vize aracılığı ile Macaristan Büyükelçiliği vermektedir.
Başvuru yerinizin değişmesi aracı kurumun değişmesine sebep olabilir. Aracı kurumun değişmesi ise prosedürde bazı değişikliklere sebep olacaktır bu çok önemli çünkü VFS Global’e başvuruyorsanız o zaman Norveç Göçmen Portalı‘na kayıt olup doldurmanız gereken formlar olacaktır. Ama Orange Vize’de böyle bir durum söz konusu değil çünkü Norveç Vizenizi size Macaristan verecektir. Bu genel bilgilerin ardından lafı fazla uzatmadan gezimize gelelim.
Oslo’dan Fiyortlere Yolculuk – 1. Gün
Oslo Gardermoen Havaalanı’na indiğimizde bizim hedefimiz Oslo’ya uğramadan fiyortlara doğru yola çıkmaktı. Önceden rezervasyonlarını yaptığımız araç kiralama işini hallettikten sonra aracımızı alıp E16 karayolunda gezimize başladık. Gezi güzergahımız Oslo’dan Bergen’e arada fiyort kasabası olan Eidfjord’te ulaştıktan sonra bir gece konaklama, tekrar fiyortlar arasında yola çıkarak Bergen’de bir gece konaklama, daha sonrasında uçak ile İzlanda -ki İzlanda gezisini bir başka yazıda anlatacağım- İzlanda’dan Oslo’ya dönüş ve Oslo’da 2 gece konaklama şeklindeydi. Oslo Gardermoen Havaalanı’ndan merkeze olan ulaşımı bu yüzden ileriki paragraflarda paylaşacağım.
Norveç doğal güzellikleri ile inanın arşa çıkmış durumda. Ülkenin her yerinden yeşil ve su fışkırıyor adeta. İnanın araç ile bu yollarda gitmek gerçekten müthiş bir zevkti. Bu arada Oslo’dan Bergen’e tren ve uçak ile de ulaşım mevcut. Uçağı kesinlikle tavsiye etmiyorum. Tren ise birçok turistin Oslo-Bergen arasında kullandığı önemli aktivitelerden biri haline gelmiş durumda. Oslo-Bergen arası hayatınızda görüp görebileceğiniz bütün doğal güzellikleri barındırıyor. Fakat bence en iyisi araba kiralamak çünkü istediğiniz yerde durup dinlenme, fotoğraf çekme imkanı tanıyor insana.
Bugüne kadar birçok ülkede araç kullandım. Mevcut Türk Ehliyeti burası için de yeterli. Araç kiralamak için her zaman kullandığım rentalcars.com adresini tavsiye ediyorum.
İlk gün Oslo Gardermoen Havaalanı’ndan Eidfjord’e kadar olan yol yaklaşık olarak 320 km. Norveç’te gideceğiniz yere olan süreyi hesaplamak için her bir kilometreyi bir dakika olarak hesaplamanız gerekir çünkü Norveç’in arazi yapısına, insanların kurallara net bir şekilde riayet etmesi ve Norveç’in doğaya minimum zarar verme içgüdüsü de eklenince yollarda fazla hız yapamıyorsunuz. Yollar genellikle geliş gidişli, yönlendirmeleri çok net. Yol boyunca çok fazla tünel var dağları delen. Arazi yapısı o kadar dağlık ki ancak bu şekilde çözebilmişler. Zaten ülke nüfusu çok yoğun olmadığından şehirler arası yollarda ciddi bir yoğunluk yok. Bu da size rahat ve sakin bir şekilde gezi yapma imkanı sağlıyor. Bu arada Oslo ile Bergen arasındaki ana yol E16 karayolu olup bizim güzergahımızın büyük kısmı E16 dışında 7 numaralı karayoluna dönerek devam edecek.
Hønefoss, Gol, Hardangervidda Ulusal Parkı ve Eidfjord
Yol üzerinde geçilecek en büyük kent, Oslo’nun kuzeyinde yer alan Hønefoss. Foss Norveçce’de şelale demek olup adını içerisinden geçen Begna Nehri’nin şelalesinden ve çok eskinden bölgedeki köyün adı Hønes‘den almaktadır. Yolcuğumuza devam ederken akşam saatlerine doğru Gol kentine geldik. Gol kentindeki durak noktamız Ahşap Kilise stavkirke. Genellikle kuzey batı Avrupa’da yapılmış tarihi Hristiyan kiliseleridir ve en büyük özellikleri ise birbirine geçmeli ahşaptan yapılmış olmalarıdır. Stavkirke‘lerin en çok görüldüğü yer Norveç ve biz de bunlardan bir tanesini yolumuzun üzerinde görme şansı bulduk. Burada yapılan kilisenin orjinali 1200’lü yıllarda yapılmış daha sonra bir takım yıkımlar sonucunda yeniden restorasyon yapılmış. Bu kilisenin orjinal parçalarının bazılarıyla şu an Oslo’da yer alan Norveç Kültürel Tarih Müzesi’nde ki örnek Stavkirke yapılmıştır.
Yolumuza devam ederken sürekli nehir ve göl kenarlarında durmaktan karanlığa kaldık. Son 80 km karanlıkta geçirerek Hardangervidda Ulusal Parkı’ndan geçtik. Hardangervidda Ulusal Parkı Avrupa’nın en geniş yontukdüz denilen akarsu aşındırmalarının olduğu platodur. Bu ulusal parkı çok fazla göremeden yolumuza devam ettik. Eidfjord deniz seviyesinde bir kasaba. Hardangervidda Ulusal Parkı‘nda ise 1.800 m yüksekliklerdeydik. Burada benim ilk defa karşılaştığım bir tünel çeşidi vardı. 1800 metreden deniz seviyesine 10 km içerisinde inince tabi Norveçliler çözümü sarmal tünel yapmakta bulmuşlar. Tıpkı katlı otoparklardan aşağıya dönerek inerken ki gibi. Dağın içerisinde sarmal tüneller ile çözümü bulmuşlar.
Sonuç olarak Eidfjord‘e giriş yaptık ve nüfusu 1000’in altında olan kasabadaki otelimize yerleştik. Hardangervidda Fiyortları Norveç’in en turistik ve gemi turlarına sahne olan fiyordu olup Eidfjord‘te bu fiyortların en içeride ve en önemli durak noktasıdır. Otelimizde de odamızı fiyort manzaralı olarak ayarladıktan sonra bir sonraki gün 150 km’lik fiyortların içerisinden yolculuğumuza başladık.
Adamlar Yapmış!!
Size nasıl anlatayım buradaki doğayı bilemiyorum, bir örnek veremiyorum. Köylerin o şirin evlerinin arasında yemyeşil bir doğa ile masmavi fiyortler buluşuyor. Huzur konusunda aradığınız herşey Norveç’te sanki. Burada başka bir konuya değinmek istiyorum. Norveçliler gerçekten son derece medeni ve modern insanlar. Zaten ülkenin her yerinde bunu görebiliyorsunuz. Hiç kimse trafikte gergin değil, kurallara herkes uyuyor. Burada trafik kurallarına uymaktan kastım diğer Avrupa ülkelerinin aksine tam olarak kurallara uyulmasından bahsediyorum. Hız sınırı neyse o. İnsanları temiz ve doğayı da temiz tutuyorlar. Duble yolları yok ama refah içerisinde yaşıyorlar. Kısacası Norveç herhangi bir Avrupa ülkesinin üzerinde bir medeniyete ve düzgünlüğe sahip.
İkinci gün yolumuza fiyortlar arasında devam ederken Adamlar Yapmış! dedirten bir oluşuma daha tanık oluyorduk. Önce bir tünele giriyorsun ismi Hardangerviddatunnelen, sonra bu tünel içerisinde bir kavşak! Bu kavşaktan devam ediyorsun direk kendini bir köprüde buluyorsun, Hardangerviddabru. Bu köprü direk karşıda yeni bir dağın içerisine Vallaviktunnelen ile direk olarak saplanıyor. Benim fazlasıyla ilgimi çekti açıkçası. İşte Görüntüleri;
Bu arada fiyortlara değinmek istiyorum, fiyort denizin buzul vadilerini basması sonucunda oluşan ve çoğunlukla iç kesimlere kadar sokulan; ince, uzun, genellikle çok derin ve kenarları çok dik körfeze deniyor. Norveç’te bu görsel şölen fazlasıyla mevcut 😉
Yol üzerinde fazlaca şelalelere rastlayacaksınız. Bunlardan bizim en ilgimizi çeken Steinsdalsfossen oldu. Norveç’in Norheimsund kasabasında yer alan şelale 60 metre yükseklikten gürül gürül akıyor.
Bergen
Eidfjord‘ten çıktıktan sonra anayolu değil Hardangervidda Fiyortu’na en yakın giden Rv7 numaralı tali yoldan yolumuza devam edip eşsiz manzaralar eşiliğinde öğlen Bergen‘e vardık. Bergen 300bin’e yaklaşan nüfusuyla ve limanındaki Alman Evleri ile en ikonik kentlerinden biridir. Bergen‘deki bu evlerin olduğu bölgeye Bryggen denilmekte. Buradaki evlere de Hansa Evleri (Hansa Birliği, Almanya’nın kuzeyindeki kentlerin ve yabancı ülkelerde yaşayan Alman gruplarının, karşılıklı çıkarlarını korumak amacıyla kurdukları ticari örgütlenme) denilmektedir. Ayrıca bu bölge UNESCO Dünya Miras Listesi arasında.
Bergen‘de ayrıca kent merkezi, balık market gezisi ve St. John’s Kilisesi turu ile akşama kadar gezimiz devam etti. 1984’te Gothik tarzda yapılmış kilise görülmesi gereken noktalardan biri. Merkezdeki Balık Market, Torgallmenningen Meydanı ve Festplassen geziliğ akşama doğru -kesinlikle gün batımına yakın yapılmalıdır- kenti yüksek bir noktadan izlemek. Bunun için iki seçeneğiniz var. Bunlardan en yükseği Ulriken Tepesi. Ulriken Tepesi’ne gitmek için teleferik kullanmanız gerekmekte ve bu teleferiğe ulaşmanız için de otobüsler var. Gidiş dönüş otobüs ücreti de dahil 260 NOK yani 90 TRY. Diğer bir yüksek nokta daha turistik olan ve bana göre daha güzel olan (ucuz olduğundan olabilir) Floyen Tepesi. Floyen Tepesi’ne ulaşım ise finiküler ile. Finiküler ise hemen yürüyüş mesafesinde şehir merkezinde. Gidiş dönüş ücreti ise 90 NOK (32 TRY). Dediğim gibi akşam manzarası mükemmel. Kesinlikle tavsiye edilir.
Bergen‘de gece konaklamanın ardından sabah İzlanda’nın başkenti Reykjavík‘e gitmek üzere havaalanına doğru yola çıktık. Bu arada araç kiralayacaklar için bir hatırlatma; benzin almak için yurtdışındaki birçok yerde olduğu gibi Norveç’te de pompacılar yok. Norveç’te ve bir sonraki yazıda da değineceğim üzere İzlanda’da nakit para da kabul edilmiyor. Ya ön ödemeli kartlar ya da kredi kartı seçeneği bulunmakta. Sabah Bergen Havaalanı’ndan İzlanda’ya doğru yola çıktık 3 gün sonra Oslo‘ya direk geri döndük. Yazının bu kısmına Oslo‘dan devam ediyorum.
Oslo
Norveç’in başkenti, finans ve kültürel merkezi, bugüne kadar gördüğüm en mükemmel yer. Bu kadar huzur dolu, temiz ve medeni bir kent, tam olarak ideal kent. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Norveç ülkemize göre pahalı bir ülke. Ülkede para birimi Norveç Kronu (NOK). Eylül 2016’da yaklaşık olarak 3 Kron, 1 Lira etmekteydi. Norveç gerçekten pahalı bunu asgari ücretin yaklaşık 20.000 TRY olmasından anlayabilirsiniz. Tabi şöyle bir durum var ki Norveç’te sosyal kültürel faaliyetlerden yararlanamayan, barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanamayan da yok. Gelişmişlik seviyesi en üst düzeyde olan bir ülke. Hal böyle olunca oraya gittiğinde nerede ucuz yemek yesek diye koşturup duruyoruz. Bir sonraki yazıda da bahsedeceğim Norveç pahalı bir ülke ama İzlanda’yı görünceye dek. Norveç, İzlanda’nın yanında ucuzluk ülkesi bile denebilir.
Oslo Gardermoen Havaalanı’ndan Oslo merkeze taksi ile ulaşım oldukça maliyetli yaklaşık 250 TRY. Bu yüzden yapmanız gereken havaalanından merkeze giden trenlere binmek. Bunlardan NSB (Norveç Devlet Demiryoları) en uygun olanı. 92 NOK (32 TRY)’a merkeze konforlu ve yarım saatte ulaşabiliyorsunuz. Çevrimiçi gitmeden bilet alabileceğiniz gibi, bilet almadan da havaalanındaki kiosklardan rahatça bilet alabilirsiniz.
Akşam saatlerinde Oslo’da gezinti yaptıktan sonra bir sonraki gün daha fazla gezebilmek için dinlenmeye çekildik. Bir sonraki gün sonunda tam 21 km yürümüş olmanın verdiği gurur vardı yüzlerimizde, tabi ayak tabanlarımızda da acı…
Şehir turuna Opera Binası’ndan (Operahuset) başladık. Limanın yanında yer alan bina 2008 yılında inşa edilmiş ve Oslo’nun kültürel aktivitelerinin kalbi durumunda. Opera Binası’nın ardından tren garı önüne oradan da Oslo’nun İstiklal Caddesi olan Karl Johans Gate‘ye doğru yürümeye başladık. Bu cadde üzerinde yemek mekanları, hediyelik eşya bulabileceğiniz yerler ve tarihi binalar yer almaktadır. Hediyelik eşyalarda doğal olarak pahalı ama biz bir yer bulduk. Bu caddeye girdikten 100 metre sonra sağda Boklageret isimli bir mağaza. Burası oldukça uygun bir yer kaçırmayın derim.
Karl Johans Gate boyunca ilerledikçe 1866 yılında inşa edilmiş Parlemento Binası (Stortinget), 1851 yılında inşa edilen ve 1989 yılına kadar Nobel Barış Ödülü’nün verildiği bina olan Oslo Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Universitetet i Oslo Det Juridiske Fakultet), 1899 yılında inşa edilen Ulusal Tiyatro (Nationaltheatret) sizlere eşlik ediyor. Yolun sonunda ise 1849 yılında inşa edilmiş Kraliyet Sarayı (Kongehuset) ile bu cadde taçlandırılıyor adeta. Her metresi tarih kokan Oslo‘nun en güzel özelliği yürünmesi çok rahat bir kent olması. Yaya odaklı bu kentte huzur dolu bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Kraliyet Sarayı’nı geçtikten sonra kentte ilerleyip Vigeland Park‘a ulaşıyorsunuz. İnanın bu parkta sabahtan akşama kadar dinlenerek vakit geçirebilirsiniz. Park 1840 yılından sonra yapılmış ardından 1920 ile 1943 yılları arasında ünlü heykeltıraş Gustav Vigeland‘ın yüzlerce insan hayatındaki duyguları temsil eden heykelleri konunca ismi Frogner Park‘tan Vigeland Park olarak değiştirilmiş.
Park’ta uzun bir gezinin ardından Bygdøy Yarımadası’nın yolunu tuttuk. Bu yarımadada konut yerleşimlerinin yanı sıra Norveç Kültürel Tarih Müzesi (Norsk Folke Museum), Viking Gemi Müzesi (Vikingskipshuset) ve Fram Müzesi (Frammuseet) gibi önemli müzeler var. Bu arada saat 16:00 itibariyle genelde müzeler kapanıyor bu konuya dikkat edin. Biz de sadece Norveç Kültürel Tarih Müzesi’ni gezmeyi planladık. Bu müze Norveç’in tarihten bugünlere kültürel yaşamını anlattığı açık hava müzesi. Hatta yazının başında da söylemiştim Gol Ahşap Kilisesi’nin bir kısım orjinal parçalarını burada görebiliyorsunuz. Bunun yanı sıra Norveç’in farklı bölgelerindeki yaşam tarzlarının da anlatıldığı çok eğlenceli folklorik bir müze.
Bu müze gezisinden sonra artık yürüyemeyeceğimize karar verip vapurla Aker bölgesine geçmeye karar verdik. Aker Brygge, Oslo Limanı’nın, kaliteli restoranların ve finans merkezlerinin olduğu bir bölge. Hemen başında 1950 yılında inşa edilmiş Belediye Binası (Rådhus) sizi vapurdan indiğiniz gibi karşılıyor. Aker‘de yer alan restoranlarda fiyatlar Türkiye’dekine göre biraz pahalı ama Norveç’e kadar gitmişseniz somon balığı yemeden dönmeyin derim. Biz Louise Restoran‘da yer ayırttık. Fiyatları daha makul geldi (Somon Balığı + Kola 320 NOK (110 TRY)).
Gezimiz Oslo’da sona erdi. Ülkemize dönüşü Oslo’dan yaptık. Aklımız Norveç’te evimize döndük.
Notlar…
– Gezimiz boyunca Norveç’in güneyinde bir turumuz oldu. Genelde eylül ayında sıcaklıklar 20 derece civarıydı ve soğuk değildi. Fakat Norveç’in kuzeyinde durum farklı. Eğer Tromsø veya Bodø‘ya geçmeyi düşünürseniz bu bölgelerde eylül ayı sonrasında ciddi bir soğukla karşılaşabilirsiniz.
– Türkiye’den giderken Norveç Kronu ile gitmeniz daha kârlı olacaktır. Büyük kentlerde Norveç Kronu bulmak zor değil.
– Norveç pahalı bir ülke. Örneğin normal 33 ml’lik bir su 10 Lira civarı, benzin 5 Lira’nın üzerinde, iyi bir yerde yemek yemek 100 Lira’dan aşağıya mümkün değil. Fakat iyi haber McDonalds, Burger King gibi yerler daha makul. Ayrıca Pizzabakeren isimli pizzacı zinciri hem lezzetli hem de uygun fiyat seçenekleri sunuyor.
– Trafiğe gelince inanın şapka çıkarırsınız. Ben, toplumların gelişmişliğinin trafikteki davranış şekillerinden anlaşılacağına inanırım. Hız sınırlaması teorikte neyse pratikte de o. Kavşaklara girilirken eğer bir araç kavşak içindeyse sanki kırmızı ışık yanıyormuşcasına herkesin durması, yayanın bırakın karşıya geçmesi, kafasında karşıya geçme fikri oluşması tüm araçların durması için yeterli. İşte insanın ben burada yaşamalıyım dediği son nokta. Hata yapılmıyor mu, tabi yapılıyor fakat sorun değil herkes gülümseyerek devam ediyor. Harika bir geziydi, kesinlikle görülmesi gereken bir güzergah herkese tavsiye ediyorum. Sormak istediğiniz herşey için mesajlarınızı bekliyor olacağım. Bu gezide anlattığım yerlere ilişkin videoları izlemek için tıklayın.
Türkan ÖKTEM (1938 – 2016)
Türkan Öktem benim anneannem. Şimdi ne işi var burada diyeceksiniz! Anneannem Oslo’daki son günümüzde biz gezerken Türkiye’de tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Eksikliği asla dolmayacak anneannemin vefatı beni çok uzaklarda çok derinden yaraladı. Ailemin evinden sonra hiç sormadan kapısını açıp girebildiğim, güven duyduğum o evde artık anneannemin olmayacak olması geleceğin benim adına doldurulamayacak yarası anlamını taşımaktadır. Türkan Öktem yani benim canım anneannem bir cuma sabahı bizi gözleri yaşlı bir şekilde bırakıp gitti.
Özlem ve sevgiyle anıyorum..
2 Comments
Bugun norvec e gidesim geldi.ozellikle trafik ve modern insanlar….ama pahalilik daha izlandayi duymadan urkuttu…tesekkurler bye
Ben teşekkür ederim..